Skip links

Ergenlik Dönemi Nedir? Sağlıklı Ergenlik için Neler Yapılmalıdır?

Aile içerisinde bir ergen, çoğu zaman aile ilişkilerinde büyük sorunlara neden olan, ebeveynlerin sıklıkla serzenişte bulunduğu ve deyim yerindeyse çileden çıktığı bir durumdur. Ergenlik dönemi ile ilgili, ”Bu çocuğa neler oldu, Hiç böyle değildi, Hiç bizi dinlediği yok, Başına buyruk hareket ediyor, İyice çığırından çıktı gibi sözleri, yazımı okuyan ebeveynlerden duyar gibiyim. Peki; neler oluyor, neler değişiyor da birtakım sorunlarla karşılaşılıyor? Aslında oldukça basit bir cevabı var: Evet, bir şeyler değişiyor. Değişen durum ise çocuğumuzun büyüyor ve gelişiyor olması. Çocukluk döneminden, erinlik ve ergenlik dönemine geçiş yapıyor olması.

ergenlik-dönemi
Ergenlik Dönemi

Ergenlik nasıl anlaşılır?

Ana rahminden bebekliğe, bebeklikten çocukluğa, çocukluktan erinlik ve ergenliğe, ergenlikten de yetişkinliğe geçiş. Bir değişim ve gelişim süreci ve hikâyesi aslında. İçinde bulunduğu durum itibariyle çocuk muyum yoksa yetişkin miyim ikilemini yaşadığı bir süreç. Hızlı bir gelişim evresi. Boyunun uzaması, omuzlarının genişlemesi, sesinin kalınlaşması, kızlar da âdet kanamaları, erkeklerde sakalların uzaması gibi birtakım fiziksel gelişimler ortaya çıkmasıdır. Tüm bu fiziksel gelişimlerin yanında aslında bunlara eşlik eden bir de ruhsal gelişim süreci vardır elbette.

Ergenliğin psikolojik belirtileri nelerdir?

Sağlıklı ergenlik döneminde aslında belli birtakım görevlerin yerine getirilmesi, gelişimimizde ve kimliğimizde önemli bir yer tutmaktadır. Kısacası ergenlik dönemi kişiliğimizin sağlık bir şekilde oluşabilmesi için köprüden önce son çıkıştır.  Çünkü burada edinilen ve kazanılan bir davranış örüntüsü, ergenin bundan sonraki hayatını etkileyecek olan sistemin yapıtaşlarını oluşturmaktadır. Ergen, bu zamana kadar getirmiş olduğu bir takım davranış örüntülerinde (bebeklik ve çocukluk dönemleri), pasif ve edilgendi. Bebeğe ya da çocuğa bakım veren kişinin zihninde nasıl bir tasarım varsa, o tasarımı çocuğa aktarır; zihnindeki tasarımlara göre bebeğini ya da çocuğunu yetiştirirdi. Bebeğin ya da çocuğun, bakım verenin tasarımları karşısında durabileceği fiziksel bir gücü yoktu. Bunu şu örnekle de izah edebiliriz. Yemek yemeyi istemeyen bir çocuk, annenin zihinsel tasarımında “Daha doymadın! Bu tabağı bitireceksin.” şeklinde bir düşünceyle var olabilir. Anne de çocuğun yanaklarını sıkarak çocuğa zorla o yemeği yedirir. Çocuk yemeyi istemiyor ama anne ‘’Hayır bunu yemelisin!’’ şeklindeki tutumuyla beraber fiziksel gücünü kullanarak istemediği bir duruma sürükleniyor. Veya diğer bir örnek: çocuk kırmızı montu yerine mavi montunu giymek istediğinde anne, onun kıyafetine uyumlu ya da mevsimsel olarak uygun olmadığı düşüncesiyle çocuğun düşüncelerini dikkate almayarak kendi zihnindeki tasarımlara göre hareket etmektedir. Örneklerde de anlatıldığı üzere burada 2 seçenek karşımıza çıkmaktadır. Çocuğumuzu kendi istek ve arzularımıza yani zihnimizdeki gerçekliklere göre mi yetiştireceğiz. Yoksa çocuğun kendi istek ve arzularından yola çıkarak yanlış yapabilmesi ihtimaline mi bırakacağız. Nitekim birey her ne kadar bu konuda kendi zihnindekilerin genel-geçer doğru olduğunu biliyor ise de bu çocuk açısından otoriteye boyun eğilmiş şeklinde algılanacaktır. Birey olmadaki temek nokta bir başkasının boyunduruğu altından çıkmakla başlıyor. Kendi sorumluluklarını alabilen, kendi tercihlerini yapabilen; yaptığı b tercihlerin sonuçlarına katlanabilen bir birey olmasını mı istiyoruz, yoksa yaşamı boyunca hep bir başkasına muhtaç bir kişi olmasını mı? Burada seçim ebeveyne kalmaktadır.

Ergenler Ne İster?

Ergenlik dönemine girmesiyle birlikte kimi ebeveynler arttık alarm zillerini çalmaya başlamaktadır. Çünkü çocukta, anne – babanın kendi düşüncelerini baskıyla kabul ettirme çabalarına karşı koyabilecek bir güç oluşmuştur artık. Yazımda belirttiğim örnekte de olduğu gibi ders çalışma noktasında ısrarcı olmamak daha uygun olabilmektedir. Ebeveynin, ergene ders çalışması için nasihatlerde bulunması ve ergenin bu sözleri dinlememesi, karşı gelebilmesi; ebeveynin de bu durum karşısında güç kullandırarak yaptıramıyor olması çocuğun üzerinde kontrolünü kaybettiği endişesini doğurmaktadır. Şu noktada kendimize bir dönüp bakmalıyız. Çocuğumuzun kendi başına bir birey olarak kendi kararlarını kendisi alabilecek, sorumluluklarını kendisi yerine getirebilecek, ayakları üzerinde sağlam durabilecek bir yapıda olmasını mı istiyoruz yoksa ebeveynine bağımlı, ebeveyni tarafından güdümlü ya da bir başkasının sözlerine göre hareket edecek aciz bir birey mi olsun istiyoruz? Hepimiz aslında çocuğumuzun bahsettiğim ilk durumdaki gibi olmasını isteriz ki normal olan da budur. Fakat bahsetmiş olduğum ‘’Ders Çalış!’’ örneğinde, aslında ebeveynin karşısındaki bireyin sınırlarına saygı göstermediği gözlemlenmektedir. Ebeveyn yine kafasındaki tasarımlara göre hareket etmekte, o tasarımlara göre çocuğun davranışlarına yön vermek istemektedir. Ama artık karşısında birey ve özerk olmak için mücadele eden, ben kendi kararlarımı kendim vermek istiyorum diyen ve sorumluluk almak istiyorum diyen bir yapı bulunmaktadır.

Çoğu zaman, birey ve özerk olmak için mücadele eden bir yapıyı anlama noktasında eksikliklerimiz olmuştur. Ergenin, benim sözlerime kulak verin, beni dinleyin ve anlayın serzenişini kulak ardı edip o günün yoğunluğuyla ve yorgunluğuyla kendi işimizle ilgilenmiş olabiliriz. Burada aslında ona gerek verbal olarak gerekse non-verbal olarak mesajlar gönderip kendisini yok saymış ve değersiz hissetmesine sebep olmuş olabiliriz. Bu yapı sıklıkla devam ettiği müddetçe ailem tarafından anlaşılmıyorum, ailem benim düşüncelerime saygı duymuyor, bana değer vermiyor şeklinde kemikleşmiş bir yapıya dönüşebilir. Daha sonrasında ise ergen iletişimi kestiğinde ebeveynlerin kendilerini, ne oldu da böyle oldu şeklinde serzenişlerde bulabilme ihtimali bir hayli yüksektir.

Ergenlik dönemini sağlıklı bir şekilde nasıl geçirilir?

Ergenlik döneminde fiziksel gelişimlerin yanı sıra psikolojik gelişimlerin de var olduğu bir kimlik oluşturma dönemi olduğundan bahsetmiştik. Bu dönemde ergen sağlıklı bir kimlik oluşturabilmesi için birtakım aşamalardan geçmektedir:

  • Özerk olmak
  • Amaç edinebilme, yönlenebilme ve uygulayabilme
  • Sırdaş edinebilme
  • Karşı cinsle iletişim ve beğenilme
  • Ardıl kalabilme ve öncül olabilme
  • Dünya görüşü ve ideolojik bir bakış açısı oluşturma

Sizlerde ergenlik dönemiyle ilgili sorun yaşıyor ve ilişki kurmakta zorlanıyorsanız, bu konuda Kartal Psikolog bölgesinde hizmet veren Klinik Psikolog Mesut Çakır’dan randevu alabilir, online veya yüz yüze görüşme sağlayabilirsiniz.